4 Mayıs 2012 Cuma

İLAÇ SEKTÖRÜNDE SOSYAL SORUMLULUK

      Aşağıdaki yazım Workshop Dergisi'nin Mart-Nisan 2012 sayısında yayınlanmıştır, kaynak gösterilmeden kullanılmaması rica olunur...            
 
      İlacı bir ürün olarak diğerlerinden ayıran en önemli özelliği hayat kurtarabilmesinin yanı sıra kimi zaman da yan etkiler, kontrendikasyon (karşıt etki) ve etkileşim nedeni ile de zarar verebilme olasılığını içermesidir. İlaç, yine aynı şekilde diğer hizmet alanlarından "ikame edilemez" ve "ertelenemez" özelliği ile ayırt edilmesi gereken sağlık hizmetinin bir segmenti olması nedeniyle de son derece hassas üretim, pazarlama ve iletişim stratejilerine sahip olmalıdır. Bu noktadan hareketle günümüz iş dünyasının olmazsa olmaz stratejik bir konsepti haline gelen ve ilaç sektöründe de artan uygulamalarla karşımıza çıkan kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) uygulamalarının altında yatan nedenlerin ve etkilerinin değerlendirilmesinin de yine bu temel üzerine inşa edilmesi gereklidir.

       Maddesel olmayan değerlerin yükselmeye başlaması ile birlikte günümüzde toplum üyelerinin "sorumlu kurumsal vatandaş"tan beklentilerinin de arttığını görmekteyiz. Bu beklentilerin yanı sıra ilaç şirketlerinin kriz yönetiminde yaşadıkları zorluklar ve itibarlarının sıklıkla sorgulanarak eleştirilerin hedefi olmaları da sektörde KSS uygulamalarının artmasında önemli bir etken olmuştur. Eleştirilerin yüksek kâr oranı, fiyat sabitleme, hayvanlar üzerinde deney yapılması, araştırma yöntemleri (örn. verilerin manipülasyonu), gereksiz ilaç geliştirme sonucu aşırı tüketime yöneltme ve çevreye yönelik endişeler gibi konular üzerinde yoğunlaştığı görülmektedir. Ayrıca bir diğer önemli eleştiri noktası da ilaca ulaşamayan kitlelerin varlığıdır. Öyle ki Winslow'un "kadınlar ve erkekler hastalandılar çünkü yoksullar, hasta oldukları için daha yoksul hale geldiler ve daha yoksul oldukları için de daha da hasta haldeler" sözünün nasıl bir kısır döngüyü beslediği bu eleştirileri yapanlar tarafından sıklıkla vurgulanmaktadır.