26 Ocak 2012 Perşembe

SAĞLIK İLETİŞİMİ EĞİTİMİNDE 11 YIL...

1970'li yıllarda ABD'de geliştirilen "Sağlık İletişimi" disiplini; Türkiye'de öncelikli olarak Sağlık Eğitim Fakülteleri'nin ders programlarına girmiştir. Öte yandan Türkiye'de ilk defa bir İletişim Fakültesi'nde ise 2000-2001 eğitim yılında Galatasaray Üniversitesi'nin öncülüğünde lisans düzeyinde sağlık iletişimi dersleri verilmeye başlanmıştır. Asistanlık dönemim olan bu tarihlerde üç yıl boyunca İstanbul Tabip Odası Hekimlik Uygulamaları Bürosu Sorumlusu Sayın Dr. Nedim Şendağ ile birlikte girdiğimiz derslerin ardından, 2004 yılından itibaren bu konuda yazdığım doktora tezinin sonrası aralıksız yedi yıldır bu derslere giriyorum. Yüksek lisans düzeyinde ise sağlık iletişimi dersi "Stratejik İletişim Yönetimi Programı"nda 2004 yılından bu yana yer almakta. Ayrıca son dört yıldır da Kadir Has Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde bu dersi veriyorum. Son bir kaç yıldır sağlık iletişimi dersinin gerek devlete bağlı üniversitelerimizin İletişim Fakülteleri'nde, gerekse Vakıf Üniversiteleri'nde yavaş yavaş ders programlarına girdiğini görmek gerçekten de son derece sevindirici bir gelişme.


Bu noktada tıp fakülteleri ile ortaklaşa lisansüstü programları oluşturmak gereksinimi de gündeme gelmelidir. Sağlık iletişiminin hem kişilerarası, hem de kitle iletişimi düzeyinde ele alınacağı bu programlarda; sağlığın geliştirilmesi bağlamında disiplinler arası bir anlayışla, kamu, özel sektör ve STK'ların bu alanda nitelikli eleman yetiştirilmesine katkıda bulunması amaçlanmalıdır. Buradan tıp fakültelerimize ve YÖK'e de seslenmiş olalım...
GSÜ'nün sağlık iletişimi eğitimine katkıları, önümüzdeki aylarda Galatasaray Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (GSÜSEM) bünyesinde başlatılması düşünülen "Sağlık İletişimi Sertifika Programı" ile devam edecek. 60 saatlik bir eğitimin öngörüldüğü bu programda tıp, sağlık, iletişim ve medya sektörlerinden gelecek katılımcılara bu disiplinin farklı alanları ile ilgili seminerler verilecek.
Sağlık İletişimi derslerinin yaygınlaşmasının yanı sıra, Sağlık Bakanlığı'nın sağlığın geliştirilmesi dâhilinde bu disipline giderek daha fazla önem verdiğini de belirtelim. Düzenlenen çalıştaylar, uluslararası konferanslar, yapılan yayınlar ve medya/iletişim profesyonellerine yönelik toplantılarla bilimsel anlamda anlamlı aşamalar kaydediliyor.

Hiç şüphesiz ki geçmişi ülkemizde oldukça yeni olan bu disiplin kapsamında gerçekleştirilen çabalar henüz yeterli düzeyde değil, ancak iletişim akademisyenlerinin ve profesyonellerinin bu konuya "etik" kaygıları da gözeterek daha fazla eğilmeleri Türkiye'nin kamu sağlığı sorunlarının çözümüne, sağlık politikalarının geliştirilmesine, sosyal değişim çabalarına önemli katkılar sağlayacaktır.





Hiç yorum yok: